5 Mayıs 2025 10:46

Suruç Katliamı davası sürüncemede bırakılıyor: 10 yılda 1 talep kabul edildi

Suruç Katliamı üzerinden 10 yıl geçti ancak yargılama süresi boyunca dile getirilen taleplerden yalnızca 1’i kabul edildi. Aileler, “Dava dosyası tozlu raflara bırakılmak isteniyor” dedi.

Suruç Katliamı davası sürüncemede bırakılıyor: 10 yılda 1 talep kabul edildi

Fotoğraf: MA

Urfa — Kuzey ve Doğu Suriye'nin Kobanê kentinde bulunan çocuklara oyuncak götürmek için Urfa’nın Suruç ilçesinde bir araya gelen gençlere dönük IŞİD’in gerçekleştirdiği bombalı saldırının üzerinden yaklaşık 10 yıl geçti.

Kobanê'nin yeniden inşası için Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) öncülüğünde başlatılan kampanya kapsamında 20 Temmuz 2015'te bir araya gelen gençler, Kobanê'ye geçmeden önce Amara Kültür Merkezi'nde açıklama yapmak istedi. Açıklamanın yapıldığı sırada IŞİD’in düzenlediği saldırıda 33 kişi yaşamını yitirdi ve 100’ün üzerinde kişi de yaralandı.

Katliamdan 2 gün sonra patlamaya ilişkin yayın yasağı, 3 gün sonra ise dosyada gizlilik kararı alındı. Patlamadan 18 ay sonra ise ancak iddianame hazırlandı. İddianamede IŞİD üyeleri Yakup Şahin, İlhami Bali ve Deniz Büyükçelebi hakkında 34 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi. 22 Ekim 2021'de görülen 21'inci duruşmada, mahkeme salonuna bir kez dahi getirilmeyen tek tutuklu sanık Yakup Şahin hakkında 34 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi.

10 yıl sonra görüntüler bilirkişiye gönderildi

Katliamda yaşamını yitirenlerin yakınları ile avukatlarının yargılama süresi boyunca dile getirdiği talepler ise kabul edilmedi. Katliam öncesi ve sonrasına dair görüntüler, dava dosyasına 3,5 yıl sonra eklendi. Görüntülerde katliam sonrasına ilişkin 5 saatlik kısmın kesildiği ortaya çıktı. Eksik görüntülerle ilgili bugüne kadar bir işlem yapılmadı. Firari sanıklar Deniz Büyükçelebi ve İlhami Bali yönünden devam eden davanın 29 Nisan 2025'te görülen 8'inci duruşmasında ilk defa avukatların bir talebi kabul edilerek, olay gününe dair görüntülerin bilirkişiye gönderilmesine karar verildi.  

Urfa'da yapılan her duruşmaya İstanbul'dan gelerek katılan Suruç Aileleri İnisiyatifi üyeleri Yalçın Demir ile katliamda hayatını kaybedenlerden Çağdaş Aydın'ın babası Fethi Aydın ve Suruç İçin Adalet Platformu üyesi Özlem Gümüştaş, yargılama sürecinde yaşananları ve katliamın yaklaşan 10'uncu yıl dönemini değerlendirdi. 

“Taleplerimizde ısrarcı olacağız”

Katliamda yaralanan Yalçın Demir, ailelerin aradan geçen 10 yılda davayı takip etmeyi biran olsun bırakmadığını belirterek, "Her duruşmaya katılarak taleplerde bulunduk, ama bir bir reddedildi. 8 duruşmadır firariler yönünde bir yargılama yapılıyor, ancak bu 8 duruşmada da taleplerimiz reddediliyor. Biz bu davanın takipçileriyiz. Bu davayı sonuna kadar takip edeceğiz" dedi. 

Yalçın Demir | Fotoğraf: MA

Suruç Aileleri İnisiyatifi üyelerinin anmalara katıldığı için gözaltına alınıp tutuklandığını hatırlatan Yalçın, "Ahmet Davutoğlu bir demecinde itirafta bulundu. 'O süreçte yaşananları anlatırsam yer yerinden oynar' dedi, ancak dinlenmesi yönünde taleplerimiz kabul edilmedi. Olay yerinden fotoğraf çekerken yakalanan Abdurrahman Ömer Aslan, çantasında DAİŞ bayrağı çıkmasına rağmen polisler tarafından sakalı kesilerek serbest bırakıldı. Ne Davutoğlu ne de Aslan mahkemeye getirilmiyor. Bu iki şahıs davanın seyrini değiştirecek kişilerdir. Sonuna kadar taleplerimizde ısrarcı olacağız. Ölümsüzleşen şehitlerimiz her yer de anlatacağız. Her zaman 'Suruç için adalet herkes için adalet' demeye devam edeceğiz" diye konuştu. 

“Taleplerimiz kabul edilene kadar bu mücadeleyi sürdüreceğiz”

Katliamda hayatını kaybedenlerden Çağdaş Aydın'ın babası Fethi Aydın ise sonuna kadar adalet demeye devam edeceklerini belirterek, "Binlerce kilometre uzaklıktan buraya geliyoruz ve adalet talebimizi haykırıyoruz. Taleplerimiz kabul edilene kadar bu mücadeleyi sürdüreceğiz. Çocuklarımız bir barış köprüsü kurmak için yola çıktı. Bu köprüyü kurarken katledildiler. Aileler olarak sonuna kadar bu davanın takipçisi olacağız. Katliamcılar hesap verene kadar mücadele edeceğiz" ifadelerini kullandı. 

Fethi Aydın | Fotoğraf: MA

Mahkemenin 10 yıl sonra ilk defa bir taleplerini kabul etmesine değinen Aydın, "Daha önce birçok talebimiz oldu. Olay gününe dair 5 saatlik eksik görüntü var. Görüntülerin bilirkişiye gönderilmesi olumludur. Olay günü gaz sıkılmasından kaynaklı şehitlerimizin sayısı arttı. Görüntüler avukatlar ve bağımsız heyetler tarafından incelenirse bu açık bir şekilde görülecektir. Davutoğlu'nun dinlenmesi talebimiz de kabul edilmeli. Sakalı kesilerek serbest bırakılan Abdurrahman Ömer Aslan şu an bir kamu çalışanı. Bunu kınıyoruz. Değil 10 yıl 20 yıl geçse de biz hesap sormaya devam edeceğiz. Biz bitti demeden bu dava bitmez" şeklinde konuştu.  

“Yargılama süreci hiç adil olmadı” 

Yargılamalarda 10 yıl sonra da olsa bir taleplerinin kabul edilmesinin olumlu bir gelişme olduğunu kaydeden Suruç İçin Adalet Platformu üyesi Özlem Gümüştaş, yürütülen soruşturmanın etkin yapılmadığını vurguladı.

Yargı makamlarının davaya münferit bir olay olarak yaklaştığının altını çizen Özlem Gümüştaş, "Yargılama birkaç kişinin etrafından sürüyor ve İŞİD gibi bir örgüt bağlantıları üzerinde durmuyor. Türkiye'nin yakın siyasi tarihini oldukça ilgilendiren bir katliam davasını hiçbir şekilde insanlığa karşı suç şeklinde ele alınmıyor. Bu yargılama süreci bizeler açısından hiçbir zamana adil olmadı. Yargının tarafsız bir şekilde kadar vermesi için çaba sarf ettik, ama taleplerimiz bir bir reddedildi. 10 yıl sonra görüntülerin bilirkişiye gönderilmesine karar verildi. Katliam herkesin gözü önünde oldu ve ilk yapılması gereken görüntülerin incelenmesi. Ancak bu 10 yıl sonra yapılıyor" diye belirtti. 

Özlem Gümüştaş | Fotoğraf: MA

“Rapora göre talep oluşturacağız”

Avukatların bir talebinin kabul edilmesinin yanı sıra çok sayıda talebinin ise gerekçe olmaksızın reddedilmeye davam ettiğine dikkati çeken Özlem Gümüştaş, şunları söyledi: "Taleplerimiz 'yargılamaya bir şey katmayacağı’ iddiası ile reddediliyor. En önemlisi Davutoğlu'nun dinlenmesi yönündeki talebimiz reddedildi. Firari sanıkların Suriye'de İdlip'te olduğuna dair ciddi istihbarat belgeleri olmasına rağmen yazışmaların yapılaması yönündeki talebimiz reddedildi. Görüntülerin incelenmesi ile katliam anı, öncesi ve sonrasında kolluk gücünün bir tedbir almadığı, bu yönde fillerin tespit edileceğini düşünüyoruz. Bilirkişi raporuna göre bu yönde taleplerimizi oluşturacağız."

“Birleşik mücadeleye ihtiyaç var”

Yargılama boyunca çok sayıda mahkeme heyetinin değiştirildiğini dile getiren Özlem Gümüştaş, şöyle devam etti: "Duruşmalar yılda iki kez yapılıyor. 8'inci duruşma 29 Nisan 2025'te yapıldı bir sonraki duruşma için 27 Kasım 2025'e gün verildi. 7'nci duruşma 5 Kasım 2024'te yapılmıştı. Heyetlerin sürekli değiştirilmesi ve yılda iki kez duruşma yapılması, sürekliliğin kaybolmasına neden oluyor. Karşımıza çıkan her heyete 2015'ten bu yana yaşananları tekrar baştan anlatmak zorunda kalıyoruz. Oysaki bu olayı aydınlatması noktasından yargı makamının bizden daha aktif olması gerekirdi. Biz defaatle yargı makamının hafıza tazelemesi görevi ile mükellef oluyoruz. Aileler acılarını defalarca anlatmak zorunda bırakılıyor. Geniş aralıklar ile duruşma günü verilmesi talepler açısından hiç gerek olmayan bir şey. Bu kadar uzun aralıklara gerek yok. Yargılamayı sürüncemede bırakma, dava dosyasını tozlu raflara bırakma pratiği görüyoruz. Bu kamuoyunun ilgisini seyrelten, giderek davanın peşini bırakmaya yönlendiren bir konu. Bu zorluklar içinde davayı sürdürmeye çalışıyoruz. Bu pratiği başka davalarda da görüyoruz. Suruç unutulmayacak. 10'uncu yılında yitirdiklerimiz sokaklarda anılmaya devam edecektir. İnsanlığa karşı işlenen suçlar asla unutulmamalı. Siyasetçiler yüzleşmek, hesaplaşmak istiyorlarsa bu suçların faillerini ortaya çıkarmak ile başlaya bilirler. Sadece Suruç yetmez bütün suçlara karşı birleşik bir adalet ve mücadele örgütlemeye ihtiyaç var." (MA)

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Yoksulluk duvarını birlikte yıkalım
TÜPRAŞ ve Ford işçilerinden mektup var:

Yoksulluk duvarını birlikte yıkalım

Türkiye’nin en büyük ve en kârlı iki sanayi kuruluşu: TÜPRAŞ ve Ford Otosan… İkisi de Koç ailesine ait. Patron, Erdoğan-Şimşek programına güvenerek TÜPRAŞ’ta ücretleri yoksulluk sınırının yarısına inen işçilere yüzde 28 zam dayatıyor. Aynı tehlike Ford işçilerinin de önünde. Gazetemiz aracılığıyla mektuplaşan Ford, TÜPRAŞ ve Novares işçileri “Yoksulluğa karşı gün birlik olma günü” dedi.

TÜPRAŞ'ın 3 yıllık işçi başı kârı: 21 milyon 974 bin TL

TÜPRAŞ'ta işçilerin aldığı ortalama ücret: 35 bin TL

TÜPRAŞ'ta çalışan toplam işçi sayısı: 6 bin 200

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
4 Mayıs 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et